the act of injecting, or something that is injected

listen to the pronunciation of the act of injecting, or something that is injected
English - Turkish

Definition of the act of injecting, or something that is injected in English Turkish dictionary

injection
(İnşaat) püskürtme
injection
(Tıp) içitim
injection
(Tıp) injeksiyon
injection
(Tıp) şırınga
injection
(Kimya) iğne yapma
injection
iğne

Tom bu gece öldürücü iğneyle ölecek. - Tom is to die by lethal injection tonight.

Ben iğne olmak yerine, ilaç almayı tercih ederim. - I prefer taking medicine rather than getting an injection.

the act of
eyleminin
injection
{i} zerk
injection
{i} lavman
injection
enjeksiyon,enjekte
injection
{i} enjekte etme
injection
injection cock püskürtme musluğu
injection
{i} enjeksiyon

O, morfin enjeksiyonları ile kontrol altında tutuldu. - She was kept under with morphine injections.

Mary her 3 ayda bir Botox enjeksiyonları alır. - Mary receives Botox injections every 3 months.

injection
içeriye atılan şey
injection
(Tıp) Enjeksiyon, ilaçların şırınga ile vücuda zerki
injection
islim kazanına soğuk su sıkma
injection
konu dışı bir fikri ortaya atma
injection
{i} sokulma
English - English
injection