English - Turkish
Definition of the act of inflicting a wound in English Turkish dictionary
- wound
- yaralamak
- wound
- yara
Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı
-Thousands were killed or wounded.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
-Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
- wound
- (Askeri) YARALANMA; YARALAMAK; YARA: Bir insan veya hayvanda, özellikle harici bir tesir sonucu, vücut dokusunda meydana gelen arızalanma. Buna (traumatism) de denir
- wound
- (Askeri) yaralanma
Arkadaşım bir yaralanmadan dolayı öldü.
-My friend died from a wound.
- wound
- {f} yarala
Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.
-The soldier was wounded in the leg and couldn't move.
Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.
-Many soldiers suffered terrible wounds in the battle.
- wound
- Oh! Hayret! i
- the act of
- eyleminin
- wound
- yarala(mak)
- wound
- çok makbul şey
- wound
- ceriha
- wound
- şaşırtmak
- wound
- (Tıp) Yara, vulnus
- wound
- {i} bere
- wound
- hayrete düşürmek
- wound
- f., bak. wind
- wound
- {f} kâlbini kırmak
- wound
- üfle/dolan/dola
- wound
- hayret uyandıran kimse veya şey
- wound
- {f} incitmek
Related Terms
the act of inflicting a wound
Turkish pronunciation
dhi äkt ıv înflîktîng ı waundPronunciation
/ᴛʜē ˈakt əv ənˈfləktəɴɢ ə ˈwound/ /ðiː ˈækt əv ɪnˈflɪktɪŋ ə ˈwaʊnd/
Resimler
History
Favorites