English - Turkish
Definition of the act of having and controlling property in English Turkish dictionary
- ownership
- sahiplik
ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir.
-The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.
- ownership
- mülkiyet
Mülkiyet bir seçenektir.
-Ownership is an option.
Arazinin mülkiyetinden vazgeçti.
-He renounced the ownership of the land.
- ownership
- aidiyet
- ownership
- (Felsefe) özgülük
- ownership
- (arazi/bina için) mülkiyet
- possession
- zilyedlik
- possession
- {i} huk. zilyetlik
- possession
- sömürge
- ownership
- zilliyet
- the act of
- eyleminin
- ownership
- {i} iyelik
- ownership
- {i} (arazi/bina için) mülkiyet: The ownership of this vineyard is in dispute. Bu bağın mülkiyeti ihtilaf konusu oldu
- ownership
- {i} sahip olma
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
-Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
- possession
- {i} saplantı
- possession
- kendine hâkim olma
- possession
- {i} mal
Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
-Happiness isn't merely having many possessions.
Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa dünya malından vazgeçmek daha iyi.
-Better to give up possessions than to live in discontent with others.
- possession
- vermek
- possession
- {i} hakim olma
Related Terms
English - English
Definition of the act of having and controlling property in English English dictionary
- ownership
- possession
the act of having and controlling property
Hyphenation
the act of ha·ving and con·trol·ling prop·er·tyTurkish pronunciation
dhi äkt ıv hävîng ınd kıntrōlîng präpırtiPronunciation
/ᴛʜē ˈakt əv ˈhavəɴɢ ənd kənˈtrōləɴɢ ˈpräpərtē/ /ðiː ˈækt əv ˈhævɪŋ ənd kənˈtroʊlɪŋ ˈprɑːpɜrtiː/
Resimler
Favorites