the act of flowing or streaming; continuous progression

listen to the pronunciation of the act of flowing or streaming; continuous progression
English - Turkish

Definition of the act of flowing or streaming; continuous progression in English Turkish dictionary

flow
akıntı

Humboldt akıntısı Güney Amerika'nın batı kıyısı boyunca kuzeye doğru akan soğuk bir okyanus akıntısıdır. - The Humboldt current is a cold ocean current that flows north along the west coast of South America.

Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz. - If you want to get something in life, you should go against the flow.

flow
(Tıp) flov
flow
yükselmek deniz
flow
denizin kabarması
flow
deveran etmek
flow
(Denizbilim) faz

Daha fazla çiçek sipariş etmek zorunda kaldım. - I had to order more flowers.

Bahçem çok renkli, çünkü içine çok fazla çiçek diktim. - My garden is very colourful, because I planted a lot of flowers in it.

flow
{i} akan miktar
flow
akıp gitmek
the act of
eyleminin
flow
dalgalanmak
flow
(fiil) akmak, dolaşmak, süzülmek, met halinde olmak, yükselmek (deniz), taşmak, dökülmek, akıcı olmak, basmak, bastırmak
flow
(Tıp) Muayyenzamanda akan su v.s.miktarı
flow
{f} (elbise/kumaş) (belirli bir şekilde) dökülmek, düşmek, durmak, oturmak
flow
{f} basmak
flow
seyelan etmek
flow
(Askeri) AKIŞ: Elektronların bir iletkenden veya elektrotlar arasındaki boşluktan geçişi
flow
{f} akıcı olmak
flow
{f} bastırmak
flow
flowing akıcı
English - English
stream
flow
the act of flowing or streaming; continuous progression
Favorites