the act of determining, or the state of being determined

listen to the pronunciation of the act of determining, or the state of being determined
English - Turkish

Definition of the act of determining, or the state of being determined in English Turkish dictionary

determination
saptama
determination
{i} kararlılık

Tom'un yüzünde bir kararlılık ifadesi vardı. - Tom had a look of determination on his face.

Bu sadece biraz kararlılık gerektirir. - It requires just a little determination.

determination
{i} belirtme
determination
kararlaştırma
determination
(Dilbilim) tamlanan
determination
direşkenlik
determination
belirlenme
determination
{i} niyet

O, niyetinde oldukça kararlıydı. - He was quite decided in his determination.

determination
{i} karar

Bu sadece biraz kararlılık gerektirir. - It requires just a little determination.

Tom'un güçlü bir kararlılığı var. - Tom has strong determination.

determination
kararlı oluş
determination
{i} belirleme
determination
{i} tespit
determination
{i} saplantı
determination
karar/saptama/kararlılık
determination
(Nükleer Bilimler) tayin etme
determination
{i} belirleme, tayin; tespit, saptama
determination
(Tıp) Kan v.s.'nin muayyen noktaya akışı veya hücumu
English - English
determination
the act of determining, or the state of being determined
Favorites