the act of causing something to go (especially messages)

listen to the pronunciation of the act of causing something to go (especially messages)
English - Turkish

Definition of the act of causing something to go (especially messages) in English Turkish dictionary

sending
{i} gönderme

Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir. - Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.

Diğer koloniler yardım etmek için asker göndermeye başladı. - The other colonies began sending troops to help.

sending
(Bilgisayar) gönderilen
sending
(Bilgisayar) gönderirken

Onu hastaneye gönderirken hiç zaman kaybetmedik. - We lost no time sending him to the hospital.

sending
(Bilgisayar) gönderiyor

Size mektubumun bir kopyasını gönderiyorum. - I am sending a copy of my letter to you.

Sana ailemin bir resmini gönderiyorum. - I am sending you a picture of my family.

sending
(Bilgisayar) gönderiliyor
sending
yollama
sending
{f} gönder

Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur. - Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.

Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir. - Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.

sending
göndererek

Etna, Sicilya göğüne lav ve duman göndererek püskürdü. - Mount Etna has erupted, sending lava and ash plumes into the Sicilian sky.

Bir Florida şehri sokaklardaki tuzlu suyu emmek için vakum hortumları ile donatılmış tanker kamyonları göndererek düzenli gelgit sel baskınına karşılık veriyor. - A Florida city is responding to regular tidal flooding by sending out tanker trucks equipped with vacuum hoses to suck saltwater off the streets.

the act of
eyleminin
sending
{i} sevk
English - English
sending
the act of causing something to go (especially messages)
Favorites