the act of bringing forth; as, she had two children at a birth

listen to the pronunciation of the act of bringing forth; as, she had two children at a birth
English - Turkish

Definition of the act of bringing forth; as, she had two children at a birth in English Turkish dictionary

birth
{i} doğum

Yarın benim doğum günüm. - Tomorrow is my birthday.

Dün onyedinci doğumgünümdü. - Yesterday was my seventeenth birthday.

birth
neşet
birth
doğuş

O, doğuştan görme özürlüdür. - She has been blind from birth.

Bugün sabah bir kelebeğin doğuşunu gördüm. - Today in the morning, I have seen the birth of a butterfly.

birth
dünyaya getirme
birth
başlangıç
birth
doğurma

Bu gerçek bir hikaye. Bir kadın, doğurmak için ünlü bir kadın-doğum kliniğine yatırıldı. - This is a true story. A woman was admitted to a reputed obstetrics clinic to give birth.

Birçok ebe geleceğe doğurmak için gereklidir. - Many midwives are needed in order to give birth to the future.

birth
sop
birth
{i} soy
birth
{i} doğma
birth
birthri
birth
{i} kaynak

Sami'nin doğumu evlilik dışı bir ilişkiden kaynaklandı. - Sami's birth resulted from an extramarital affair.

birth
nesep
birth
{i} yavrulama
birth
{i} nesil
birth
birth control doğum kontrolü
birth
{i} köken
English - English
birth
the act of bringing forth; as, she had two children at a birth
Favorites