the act of belching; also, that which is belched; an eructation

listen to the pronunciation of the act of belching; also, that which is belched; an eructation
English - Turkish

Definition of the act of belching; also, that which is belched; an eructation in English Turkish dictionary

belch
{f} geğirmek
belch
{i} geğirme

Ve sonra, harika bir yemeğin ortasında geğirmeye başladı! Nasıl da rahatsız edici! - And then, in the middle of a magnificent meal, he started belching! How disgusting!

belch
püskürtü

Baca kara duman püskürtüyor. - The chimney is belching black smoke.

belch
çıkarmak duman
belch
püskürmek
belch
{i} geğirti
belch
{f} geğir

Ve sonra, harika bir yemeğin ortasında geğirmeye başladı! Nasıl da rahatsız edici! - And then, in the middle of a magnificent meal, he started belching! How disgusting!

belch
{f} püskürtmek
belch
fırlatma
belch
{f} çıkarmak (duman)
belch
{f} fışkırmak
belch
{i} çıkarma
belch
geğirme/püskürtme
belch
fırlatmak
belch
geğir/püskürt
English - English
belch