that with which one walks; a foot

listen to the pronunciation of that with which one walks; a foot
English - Turkish

Definition of that with which one walks; a foot in English Turkish dictionary

walker
yürüyüşçü

Böylesine uzun bir mesafeyi yürüdüğü için iyi bir yürüyüşçü olmalı. - He must be a good walker to have walked such a long distance.

Yürüyüşçüler Boston'dan yola çıktı ve altı ay sonra San Fransisko'ya vardı. - The walkers set out from Boston and reached San Francisco six months later.

walker
(Argo) Zombi, yaşayan ölü
walker
{i} yürüyen kimse
walker
{i} yürüteç

O bir yürüteç yardımıyla yürümektedir. - She gets about with the help of a walker.

walker
{i} yürüme arabası (bebek)
walker
{i} yaya

Tom hızlı bir yayadır. - Tom is a fast walker.

English - English
walker
that with which one walks; a foot
Favorites