that which terminates or ends; termination; extremity

listen to the pronunciation of that which terminates or ends; termination; extremity
English - Turkish

Definition of that which terminates or ends; termination; extremity in English Turkish dictionary

terminal
{i} terminal
terminal
{s} ölümcül hastalığın son aşamasına ait
terminal
{s} ölümcül (hastalık)
terminal
sonda bulunan
terminal
ölümcül

Dan karısı Linda'nın ölümcül derecede hasta olduğu konusunda bilgilendirildi. - Dan was informed that his wife, Linda, was terminally ill.

Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü. - My grandfather succumbed to a terminal cancer this year.

terminal
(İnşaat) uç, son
terminal
ölümle sonuçlanan
terminal
{i} gar
terminal
(Askeri) TERMİNAL: Çeşitli ulaştırma usulleriyle nakledilen eşya ve personelin yüklenip bindirilmesi, indirilmesi ve ara nakliyatında kullanılan askeri ve ticari tesisler
terminal
{s} dalın ucunda yetişen
terminal
dal veya sapın ucunda bulunan
terminal
demiryolu başı il
terminal
{i} kutup [elek.]
terminal
{i}
terminal
{i} sonek
terminal
uçta veya sonda olan veya bunlara ait
terminal
belirli zamanlarda meydana gelen
terminal
{i} son durak
terminal
demiryolunun başına ait
terminal
(Tıp) Sona ait
English - English
terminal
that which terminates or ends; termination; extremity
Favorites