that which satisfies or gratifies; atonement

listen to the pronunciation of that which satisfies or gratifies; atonement
English - Turkish

Definition of that which satisfies or gratifies; atonement in English Turkish dictionary

satisfaction
{i} memnuniyet

Bu bana büyük memnuniyet verdi. - It gave me great satisfaction.

Anne'in moral bozukluğu Gilbert'in memnuniyeti kadar belirgindi. - Anne's mortification was as evident as Gilbert's satisfaction.

satisfaction
{i} tatmin

Odanın sizi tatmin edeceğine güveniyorum. - I trust the room will be to your satisfaction.

Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir. - No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.

satisfaction
{i} memnun etme
satisfaction
(Pisikoloji, Ruhbilim) doyum
satisfaction
hoşnutluk

Merak kediyi öldürdü ama hoşnutluk onu yaşama geri getirdi. - Curiosity killed the cat, but satisfaction brought it back to life.

satisfaction
tazmin
satisfaction
memnunluk
satisfaction
kanaat

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır. - Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.

satisfaction
{i} ödeme
satisfaction
{i} kefaretin ödenmesi
satisfaction
(Tıp) İstenilne amaca erişmenin veridği memnuniyet hissi, memnuniyet, haz
satisfaction
tarziye
satisfaction
{i} doygunluk
English - English
satisfaction
that which satisfies or gratifies; atonement
Favorites