that which restrains or confines as a girdle

listen to the pronunciation of that which restrains or confines as a girdle
English - Turkish

Definition of that which restrains or confines as a girdle in English Turkish dictionary

belt
{i} kuşak
belt
{i} kemer

Araba kullanan insanlar emniyet kemeri takmalılar. - People who drive cars should wear seat belts.

O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti. - She advised him to fasten his seat belt.

belt
{i} kayış

Tom fan kayışını değiştirdi. - Tom replaced a fan belt.

Bu, kayışlar ve kasnaklar ile hareketi iletir. - It transmits movement by belts and pulleys.

belt
şiddetle vurmak
belt
kolan
belt
şerit
belt
kuşakla bağlamak
belt
{f} sar
belt
uçmak
belt
çok hızlı gitmek
belt
{i} bölge

Asteroid kuşağı Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasındaki bölgede yer almaktadır. - The asteroid belt is located in the region between the orbits of Mars and Jupiter.

belt
keme

Emniyet kemerini tak, lütfen. - Fasten your seat belt, please.

O ona emniyet kemerini bağlamasını tavsiye etti. - She advised him to fasten his seat belt.

belt
{f} kemer takmak
belt
kuşatmak
belt
kuşak,v.sar: n.kemer
belt
kemerle/kuşakla bağlamak
belt
(isim) kemer, kayış, kuşak; iklim kuşağı, bölge
English - English
belt
that which restrains or confines as a girdle

    Hyphenation

    that which restrains or confines as a gir·dle

    Turkish pronunciation

    dhıt hwîç ristreynz ır kınfaynz äz ı gırdıl

    Pronunciation

    /ᴛʜət ˈhwəʧ rēˈstrānz ər kənˈfīnz ˈaz ə ˈgərdəl/ /ðət ˈhwɪʧ riːˈstreɪnz ɜr kənˈfaɪnz ˈæz ə ˈɡɜrdəl/
Favorites