that which most commonly occurs

listen to the pronunciation of that which most commonly occurs
English - Turkish

Definition of that which most commonly occurs in English Turkish dictionary

usual
olağan

Bu soğuk hava haziran için olağan değil. - This cold weather isn't usual for June.

Bu olağan bir düzenlemedir. - This is the usual arrangement.

usual
{s} herzamanki
usual
alışılagelmiş
usual
çoğunlukla

Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor. - What you say is usually true.

Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler. - Buses in the country don't usually come on time.

usual
{s} klasik

Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler. - Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.

Tom genellikle klasik müzik dinler. - Tom usually listens to classical music.

usual
usuallyekseriyetle
usual
{s} her günkü
usual
çok kere
usual
alışılagelen
usual
olagelmek
usual
her zamanki

Gelecek Cuma her zamanki poker oyunumuza gelecekmisin? - Will you come to our usual game of poker next Friday?

Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı. - As usual, the physics teacher was late for class.

usual
It is usual to do so Böyle yapmak adettir
usual
as usual âdet üzere
usual
her zamanki gibi

O, her zamanki gibi geç geldi. - He came late as usual.

Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı. - As usual, Mike was late for the meeting this afternoon.

usual
{s} alışılmış
usual
{s} alışılmış, mutat
English - English
usual
that which most commonly occurs

    Hyphenation

    that which most com·mon·ly occurs

    Turkish pronunciation

    dhıt hwîç mōs kämınli ıkırz

    Pronunciation

    /ᴛʜət ˈhwəʧ ˈmōs ˈkämənlē əˈkərz/ /ðət ˈhwɪʧ ˈmoʊs ˈkɑːmənliː əˈkɜrz/
Favorites