English - Turkish
Definition of that which is silent; a time of silence in English Turkish dictionary
- silent
- ağız açmamak
- silent
- gürültüsüz
- silent
- süküti
- silent
- yazılıp da söylenmeyen
- silent
- telaffuz edilmeyen
- silent
- {s} sessiz
Evde herkes sessizdi.
-All was silent in the house.
Sorun konusunda sessiz kaldı.
-She kept silent about the problem.
- silent
- {s} içinden okunan
- silent
- silentness sessizlik
- silent
- {s} içten içe güdülen
- silent
- silentlysessizce
- silent
- {s} suskun
Uzun süredir suskunum.
-I have been silent for a long time.
- silent
- {s} yazıldığı halde okunmayan (harf)
- silent
- silent system mahpusların birbiri ile konuşmalarını yasak eden sistem
- silent
- silent partner işlerin yürütülmesine karışmayan ortak
- silent
- söylenmeyen
Related Terms
English - English
Definition of that which is silent; a time of silence in English English dictionary
- silent
that which is silent; a time of silence
Hyphenation
that which I·s silent; a time of si·lencePronunciation
Resimler
History
Favorites