that which is seen through an opening; a view; a vista

listen to the pronunciation of that which is seen through an opening; a view; a vista
English - Turkish

Definition of that which is seen through an opening; a view; a vista in English Turkish dictionary

perspective
perspektif

Tom'un perspektifi yok. - Tom has no perspective.

Biz perspektif kaybediyoruz. - We're losing perspective.

perspective
bakış açısı

Yeni bir bakış açısı elde etmelisin. - You need to get a new perspective.

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz. - We should consider the problem from a child's perspective.

perspective
{i} derinlemesine inceleme yeteneği
perspective
{i} görünüm
perspective
(Politika, Siyaset) öngörü
perspective
(Politika, Siyaset) görüş
perspective
açı

Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum. - I share his political perspective.

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz. - We should consider the problem from a child's perspective.

perspective
görünge
perspective
perspektife dikkat ederek çizilmiş
perspective
{i} geniş bakış açısı
perspective
(Mukavele) perspektif; görüş açısı
perspective
perspektif manzara
perspective
(isim) perspektif, derinlik, derinlemesine inceleme yeteneği, görünüm, geniş bakış açısı
perspective
{i} uzaklık duygusu veren manzara resmi
perspective
perspektife göre resimlendirilmiş
perspective
perspektife uygun
perspective
perspective view mesafelere oranla görünüş
perspective
{i} (resimde) perspektif
perspective
derinlik verilmiş
English - English
perspective
that which is seen through an opening; a view; a vista
Favorites