Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of that which is present or near in English Turkish dictionary
- this
- bu
- this
- {s} (çoğ. these) bu
- this
- böylesine
Böyle bir yerde asla böylesine güzel bir otel ummuyordum.
-I never expected such a nice hotel in a place like this.
Doktor böylesine acil bir durumla nasıl başa çıkacağını biliyordu.
-The doctor knew how to cope with an emergency like this.
- this
- bu kadar
Hiç bu kadar erken kalkmadım.
-I've never woken up this early.
Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
-Hearing this song after so long really brings back the old times.
- this
- böyle
Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
-In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.
Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum.
-I am interested in getting a hat like this.
Related Terms
English - English
Definition of that which is present or near in English English dictionary
- {p} this
that which is present or near
Hyphenation
that which I·s pres·ent or nearTurkish pronunciation
dhıt hwîç îz prizent ır nîrPronunciation
/ᴛʜət ˈhwəʧ əz prēˈzent ər ˈnər/ /ðət ˈhwɪʧ ɪz priːˈzɛnt ɜr ˈnɪr/
Resimler
History
Favorites