that which is excepted; exception

listen to the pronunciation of that which is excepted; exception
English - Turkish

Definition of that which is excepted; exception in English Turkish dictionary

reserve
{f} rezerve ettirmek
reserve
{f} ayırmak

Ben birinci sınıf bir kamara ayırmak istiyorum. - I want to reserve a first-class stateroom.

reserve
{f} ayırtmak

Bir taksi ayırtmak daha hızlıdır. - It's faster to reserve a taxi.

Bu trende yer ayırtmak istiyorum. - I'd like to reserve a seat on this train.

reserve
yedek
reserve
{i} ihtiyat
reserve
(Kanun) karşılık
reserve
barındırmak
reserve
(Kanun) mahfuz tutmak
reserve
yedek güçler
reserve
korumak
reserve
{f} ayır

İki kişilik bir masa ayırtmak istiyorum. - I'd like to reserve a table for two.

Bu trende yer ayırtmak istiyorum. - I'd like to reserve a seat on this train.

reserve
{f} ayırtmak: I reserved a table for four at the restaurant. Lokantada dört kişilik bir masa ayırttım
reserve
belirli bir amaç için ayrılmış
reserve
hakkını muhafaza etmek
reserve
{f} tutmak
reserve
{i} ön koşul
reserve
ayır,v.rezerve et: n.rezerv
English - English
reserve