English - Turkish
Definition of that which is dumped, especially in a chaotic way; a mess in English Turkish dictionary
- dump
- çöplük
Tom'un evi bir çöplük.
-Tom's place is a dump.
Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöplükte geçirdi.
-Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
- dump
- atmak
- dump
- fiyat kırmak
- dump
- batakhane
- dump
- fiyatta damping yapmak
- dump
- indirim yapmak
- dump
- düşürmek
- dump
- (Jeoloji) atık
Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
-These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
- dump
- çöplük/artık yığma yeri
- dump
- yere dökmek
- dump
- {f} yığmak
- dump
- dök,v.boşalt: n.çöp yığını
- dump
- toptan ucuz fiyata vermek
- dump
- {f} indirmek
- dump
- düşmek
- dump
- (fiil) dökmek, boşaltmak, indirmek, yığmak, damping yapmak
- dump
- {f} tic. damping yapmak, toptan ucuza satmak
- dump
- komputer makinadaki bütün bilginin makinadan boşalıp
- dump
- köhne ve kötü şöhretli ev veya otel
- dump
- {f} damping yapmak
Related Terms
English - English
Definition of that which is dumped, especially in a chaotic way; a mess in English English dictionary
- dump
that which is dumped, especially in a chaotic way; a mess
Hyphenation
that which I·s dumped, es·pe·cial·ly in a cha·ot·ic way; a messPronunciation
Resimler
History
Favorites