Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

that which impels or gives an impulse; an impelling agent

listen to the pronunciation of that which impels or gives an impulse; an impelling agent
English - Turkish

Definition of that which impels or gives an impulse; an impelling agent in English Turkish dictionary

impulsive
{s} düşünmeden hareket eden
impulsive
{s} düşüncesiz

Tom düşüncesiz bir alıcı. - Tom is an impulsive buyer.

Tom biraz düşüncesiz, değil mi? - Tom is a little impulsive, isn't he?

impulsive
(Tıp) impulsif
impulsive
dürtüsel

Tom, Mary'nin dürtüsel olduğunu söyledi. - Tom said that Mary was impulsive.

Tom dürtüsel ve bencildir. - Tom is impulsive and self-centered.

impulsive
atılgan
impulsive
itici

Tom itici ve sabırsız. - Tom is impulsive and impatient.

İtici olmak için kötü bir zaman. - It's a bad time to be impulsive.

impulsive
düşüncesizce hareket eden
impulsive
(makine) Çok kısa zamanda veya aralıklı olarak tesirini gösteren (kuvvet)
impulsive
Tahrik edici, teşvik edici
impulsive
{s} düşüncesizce davranan
impulsive
{s} ruhb. tepisel
impulsive
impulsiveness düşünmeden hareket etme
impulsive
{s} dürtücü
impulsive
birdenbire
impulsive
çok kısa zamanda veya aralıklı olarak tesirini gösteren impulsively düşünmeden
impulsive
(Askeri) Düşüncesizce hareket eden, tahrik edici
impulsive
(Tıp) Harekete yöneltici, itici, zorlayıcı
English - English
impulsive