English - Turkish
Definition of that which gives relish in English Turkish dictionary
- season
- sezon
Sezonun çoğu günü ava gitti.
-They went hunting most days of the season.
Yağışlı sezon haziran ayında başlar.
-The rainy season begins in June.
- season
- {i} mevsim
Bu, yılın en iyi mevsimi.
-It's the best season of the year.
Bir yılda dört mevsim vardır.
-There are four seasons in one year.
- season
- {f} baharatını katmak
- season
- alıştırmak
- season
- vakit
- season
- eğitmek
- season
- uygun zaman
- season
- yumuşatmak
- season
- (with ile)yemeğe baharat koymak
- season
- devre
- season
- {f} lezzet ver
- season
- {f} terbiyelemek
- season
- (isim) sezon, mevsim, zaman, vakit
- season
- lezzet vermek için baharat katmak
- season
- {f} kurumak
- season
- {i} mevsim: summer season yaz mevsimi
- season
- {f} olgunlaşmak
- season
- {f} tatlandırmak
- season
- {i} mevsim, sezon, etkinlik dönemi
Related Terms
English - English
Definition of that which gives relish in English English dictionary
- season
that which gives relish
Hyphenation
that which gives rel·ishTurkish pronunciation
dhıt hwîç gîvz relîşPronunciation
/ᴛʜət ˈhwəʧ ˈgəvz ˈreləsʜ/ /ðət ˈhwɪʧ ˈɡɪvz ˈrɛlɪʃ/
Resimler
Favorites