Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.
- We must accept our existence as far as possible.
Sivrisinekler varoluşumun felaketidir.
- Mosquitoes are the bane of my existence.
O, başka bir varlık düzleminde yaşıyor.
- She lives on another plane of existence.
1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.
- In 1989, the extremely famous Eiffel Tower celebrated its one hundred years of existence.
Malezya 1957'de oluştu.
- Malaysia came into existence in 1957.
Bir ulusun hayatı tehlikede değilse, savaş cinayettir.
- Unless a nation's existence is in peril, war is murder.
Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.
- The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.