Tom, bütün gece konuşmayı sürdürdü.
- Tom kept talking all night.
Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum.
- I don't like talking in front of people.
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
- They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl who's talking with Tom is Mary.
Fred'le konuşan çocuk Mike'dır.
- The boy talking with Fred is Mike.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking to?
O, onunla konuşarak iyi bir zaman geçirdi.
- She had a good time talking with him.
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
- The more time you spend talking about what you do, the less time you have to do it.