that remains, remaining; leftover

listen to the pronunciation of that remains, remaining; leftover
English - Turkish

Definition of that remains, remaining; leftover in English Turkish dictionary

remainder
{i} geri kalan

Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar. - They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean.

Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi. - Tom spent the remainder of the night thinking about Mary.

remainder
arta kalan
remainder
döküntü
remainder
artık
remainder
kalan

Onlar okyanusta yaşayan köpek balıklarının yüzgeçlerini kestiler ve geri kalanını geri attılar. - They cut the fins and tossed back the remainder of the living shark in the ocean.

Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi. - Tom spent the remainder of the night thinking about Mary.

remainder
(mat.) artan
remainder
kalıntı, artan şey
remainder
ucuza sat
remainder
artan
remainder
bakıye
remainder
{i} ünvanın varisi olma hakkı
remainder
{i} miras kalan şey
remainder
{i} tortu
remainder
{i} geri kalan kısım
remainder
{f} (elde kalan kitapları) ucuza elden çıkarmak
remainder
{f} elden çıkarmak
remainder
değerini kaybetmiş diye ucuza satmak
remainder
{i} satılmayıp elde kalan kitap
English - English
{s} remainder
that remains, remaining; leftover
Favorites