English - Turkish
Definition of that part of the fruit capable of germinating and producing a new plant in English Turkish dictionary
- seed
- menşe
- seed
- habbe
- seed
- evlat
- seed
- kaynak
- seed
- meni
- seed
- tohum ekmek
- seed
- tohumu veya çekirdeği çıkarmak
- seed
- (Tıp) Tohum, meni, sperma, semen, ersuyu
- seed
- {i} döl
- seed
- (isim) istiridye yavruları, tohum, çekirdek, tane, meni, sperma, döl, çocuk
- seed
- {i} tane
- seed
- {i} istiridye yavruları
- seed
- {i} çekirdek
Çekirdeksiz üzüm ve çekirdeksiz karpuz var. Merak ediyorum çekirdeksiz mango var mı?
-There are seedless grapes and seedless watermelons. I wonder if there are seedless mangoes.
Çekirdeksiz karpuzlar var mı?
-Are there seedless watermelons?
- seed
- tohumunu
Bu hardal tohumunun bir kilosu ne kadar?
-How much for a kilo of this mustard seed?
- seed
- {i} sperma
- seed
- asıl
- seed
- (Tıp) Zürriyet, evlat
- seed
- {i} döl, zürriyet
Related Terms
English - English
Definition of that part of the fruit capable of germinating and producing a new plant in English English dictionary
- seed
that part of the fruit capable of germinating and producing a new plant
Hyphenation
that part of the fruit ca·pa·ble of ger·mi·nat·ing and pro·du·cing a new plantPronunciation
Resimler
Favorites