Bütün öğrenciler mevcut değiller.
- Not all those students are present.
Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik.
- Our present house is too small, so we decided to move.
Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.
- At present they are working for a big company in England.
Şu andaki eğitim sisteminde hangi eksikliği bulabilirsin?
- What defect can you find in the present system of education?
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
- You must live in the present, not in the past.
Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.
- His present assistant is Miss Nokami.
Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
- I got you a pen as a birthday present.
Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.
- Tom never fails to send a birthday present to his father.
Şimdiki zaman gibi zaman yok.
- There's no time like the present.
Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık.
- All of us are connected with the past and the future as well as the present.
Şu anki maaşından memnun musun?
- Are you content with your present salary?
Senin şu anki sorunun her zaman aklımda.
- Your present trouble is on my mind all the time.
Bugünkü durumundan memnundur.
- He is content with his present state.
Taoizm bugünkü Henan ilinde M.Ö. 604'te doğmuş bir pir olan Laozi'nin öğretileri üzerine kurulmuştur.
- Taoism was founded on the teachings of Laozi, a sage born in 604 B.C. in present-day Henan Province.