English - Turkish
Definition of that has been breathed out in English Turkish dictionary
- expired
- ekspire edilen
- expired
- (Bilgisayar) sona ermiş
- expired
- (Bilgisayar) süresi doldu
Benim pasaportumun süresi doldu.
-My passport has expired.
Tom'un pasaportunun süresi doldu.
-Tom's passport has expired.
- expired
- (Denizbilim) solunmuş
- expired
- (Bilgisayar) süresi geçmiş
- expired
- süresi dolmuş
Tom'un kütüphane kartının süresi dolmuş.
-Tom's library card is expired.
Tom 2013'ten beri süresi dolmuş bir vizeyle burada yaşıyor.
-Tom has been living here on an expired visa since 2013.
- expired
- {f} sona er
Onların sözleşmesi 20 Ekimde sona erdi.
-Their contract expired on October 20th.
Sözleşme pazartesi günü sona erdi.
-The contract expired on Monday.
- expired
- nefes ver
- expired
- {f} nefes ver: adj.ekspire edilen
- expired
- geçerliliği kalkmış
- expired
- süresi bitmiş
- expired
- (Biyoloji) v.nefes ver: adj.ekspire edilen
- expired
- {f} sona er: adj.sona
Related Terms
English - English
Definition of that has been breathed out in English English dictionary
- expired
that has been breathed out
Turkish pronunciation
dhıt hız bın bridhd autPronunciation
/ᴛʜət həz bən ˈbrēᴛʜd ˈout/ /ðət həz bən ˈbriːðd ˈaʊt/
Resimler
History
Favorites