İşte bu yüzden buradayız.
- That's why we're here.
Başım çok kötü ağrıyordu. Bu yüzden erken yattım.
- I had a bad headache. That's why I went to bed early.
O dürüst. Bu nedenle onu beğenirim.
- He is honest. That's why I like him.
Bence bu nedenle Tom'un hiç arkadaşı yok.
- I think that's why Tom doesn't have any friends.
Herkes hatalar yapar, bu sebeple onlar kurşun kalemlere silgiler koyarlar.
- Everybody makes mistakes. That's why they put erasers on pencils.
... two billion by 1930, 1927, we don’t know exactly. Why don’t we know exactly? Because ...