tezgahı

listen to the pronunciation of tezgahı
Turkish - English
bench
The number of players on a team able to participate, expressed in terms of length

Injuries have shortened the bench.

To lift by bench pressing

For the first several years of my exclusive career in powerlifting, I couldn't bench too well.

To sideline; to remove a player from play

They benched him for the rest of the game because they thought he was injured.

{v} to furnish with benches, fix on seats
A long seat, differing from a stool in its greater length
Judges or Magistrates
a long seat for more than one person
To furnish with benches
A place where assembly or hand work is performed; a workbench
exhibit on a bench; "bench the poodles at the dog show"
In law, the people who decide on the verdict; the judiciary
The place where the judge sits in the courtroom; it also sometimes refers to the judge, as in a "bench trial" which is a trial by the judge without a jury
A long seat, for example, in the park
the magistrate or judge or judges sitting in court in judicial capacity to compose the court collectively exhibit on a bench; "bench the poodles at the dog show"
A heavy metal platform used to restore a vehicle's structural geometry to factory specifications This is done by securing a portion of the vehicle to the platform, then pulling appropriate areas of the vehicle into place using special clamps, chains and hydraulic winches Aternate Term(s): Frame Rack, Frame Machine
A Bench is comprised of the preparation and the instruments through which the user interacts with the preparation Each Bench is associated with a particular Macintosh file, and may opened/launched, renamed, copied, modified, and saved just like any other Macintosh document file
A bench is a long seat of wood or metal that two or more people can sit on. He sat down on a park bench
The place where the judges sit
{f} furnish with benches; sit in judgment; exhibit dogs at an exhibition; remove from a game (Sports)
tezgâh
{i} counter

Tom went to the counter and bought us both a drink. - Tom tezgaha gitti ve her ikimiz için bir içki aldı.

Your keys are on the counter. - Anahtarların tezgahın üzerinde.

dokuma tezgâhı
loom

After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder. - Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.

tezgâh
bench

May I approach the bench? - Tezgaha yaklaşabilir miyim?

The cat has hidden under the bench. - Kedi tezgah altına saklandı.

tezgah
bench

May I approach the bench? - Tezgaha yaklaşabilir miyim?

The cat has hidden under the bench. - Kedi tezgah altına saklandı.

tezgâhı kurmak
to set up shop, hang out one's shingle
test tezgahı
test bench
testere tezgahı
(Mekanik) sawing machine
testere tezgahı
sawbuck
testere tezgâhı
saw horse
testere tezgâhı
sawhorse
tezgâh
{i} stall

We went up by two floors in order to reach the apparel stalls. - Giysi tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.

In order to reach the apparel stalls, we went up by two floors. - Giyim tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.

tezgâh
{i} stand
banyo tezgahı
(İnşaat) vanity top
delik tezgahı
(Mekanik) boring mill
delme tezgahı
(Mekanik) drilling machine
dokuma tezgahı
shuttle
freze tezgahı
planer
hassas oyma tezgahı
(Mekanik) jig borer
matkap tezgahı
drilling machine
mutfak tezgahı
(İnşaat) kitchen top
tezgah
the bench

May I approach the bench? - Tezgaha yaklaşabilir miyim?

The cat has hidden under the bench. - Kedi tezgah altına saklandı.

tezgah
buck
tezgah
(İnşaat) a-frame
tezgah
trick

Old people were tricked by the shop assistant. - Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.

tezgah
loom

After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder. - Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.

tezgah
collusion
tezgah
conspiracy
tezgah
table
tezgah
(İnşaat) trestle
tezgah
shipbuilding yard
torna tezgahı
tailstock
torna tezgahı
(Mekanik) engine lathe
torna tezgahı
lathe workbench
torna tezgahı
capstan lathe
tezgah
sales booth
tezgâh
collusion
tezgâh
cradle
tezgâh
conspiracy
matbaa tezgahı
case
mutfak tezgahı
Counter
mutfak tezgâhı
counter top
sütunlu matkap tezgahı
column of drill
tezgah
Conspiracy, plot, trick
tezgah
counter sink
ahar tezgâhı
sizer
apre tezgâhı
dressing machine
apre tezgâhı
sizer
cilt tezgâhı
bookbinding sewing press
dantel tezgahı
lace machine
demirci tezgahı
rod bench
diş açma tezgâhı
threading lathe
dişli tezgâhı
gear cutter
dokuma tezgahı
weaving loom
dokuma tezgahı  
(Tekstil) loom  
dokuma tezgahı  
(Tekstil) weaving loom  
dokuma tezgahı  
(Tekstil) textile machine  
dokuma tezgahı  
(Tekstil) tappet loom  
dokuma tezgâhı
handloom
dokuma tezgâhı
weaving loom, loom
dokuma tezgâhı loom
(for weaving)
freze tezgâhı
hog
gazete tezgâhı
newsstall
gazete tezgâhı
newsstand
gemi tezgâhı
stocks, dockyard
gemi tezgâhı
slipway
gezegen başlı freze tezgahı
(Mekanik) planetary milling machine
hadde tezgâhı
drawbench, drawing bench
halı tezgâhı
carpet loom
indeks tezgahı
(Mekanik) automatic screw machine
indirimli eşya tezgahı
(Ticaret) bargain counter
iş tezgâhı
workbench
işportacı tezgâhı
pitch
jakar dokuma tezgâhı
jacquard loom
kasap tezgâhı
shambles
katlama tezgâhı
doubling frame
kombine marangoz tezgahı
(Marangozluk) combined woodworking machine
laboratuvar tezgahı
lab bench
makas tezgahı
shearing machine
marangoz tezgâhı
joiner's bench
marangoz tezgâhı
carpenter's bench
marangoz tezgâhı
woodworking machine
masura tezgâhı
copping rail
mengene tezgahı
vise bench
merdaneli torna tezgâhı
roll lathe
montaj tezgahı
(Havacılık) assembly stand
planya tezgâhı
planing machine
puntalı torna tezgâhı
center lathe
rektifiye tezgâhı
grinding machine
takım tezgâhı
machine tool
tamir tezgahı
overhaul stand
tarak tezgâhı
carder
taşlama tezgâhı
grinding machine
taşlama tezgâhı
grinder
tezgah
worktop
tezgâh
(iş) siege
tezgâh
counter (long table in a shop or office separating clientele and personnel and over which business transactions are made or food is served); (small, portable) display stand or case (used by street sellers)
tezgâh
workbench, bench; loom; counter; shipbuilding yard; conspiracy, trick
tezgâh
pitch
tezgâh
counter (in a kitchen)
tezgâh
loom (used for weaving)
tezgâh
stocks, ways, shipway
tezgâh
frame
tezgâh
workbench
torna tezgâhı
power lathe
torna tezgâhı
lathe
torna tezgâhı
turret lathe
torna tezgâhı
turning lathe
vargel tezgâhı
shaper
yolcu tezgahı
passenger bench
zımpara tezgâhı
grinder
çin tezgahı
(Tekstil) jacquard loom
çiriş tezgâhı
dressing machine
çözgü tezgâhı
warping mill
örgü tezgâhı
knitting loom
Turkish - Turkish

Definition of tezgahı in Turkish Turkish dictionary

TEZGÂH
(Osmanlı Dönemi) Ticaret masası. İş yeri
TEZGÂH
(Osmanlı Dönemi) f. Dokuma âleti
dokuma tezgahı
Dokuma işinin yapıldığı makine veya araç
tezgah
Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa: "Bir tezgâhtan öbürüne koşuyor, bir kumaş topunu bırakıp başkasına saldırıyordu."- R. H. Karay
tezgah
Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa
tezgah
Kahve, meyhane vb.de müşterilerin üzerinde yiyip içtikleri uzun masa veya büfe
tezgah
Tersane
tezgah
Genellikle yasal olmayan bir işi yapmak için tutulan uygunsuz yol
tezgah
Uzun masa
tezgah
Üzerinde genellikle el veya küçük makinelerle iş görülen yapım aracı
tezgah
Kahve, meyhane vb.nde müşterilerin üzerinde yiyip içtikleri uzun masa veya büfe: "İçenlerin hepsi susmuş, kadına bakıyor, tezgâhın arkasındaki yürüyüşünü seyrediyorlardı."- S. F. Abasıyanık. Üzerinde genellikle el veya küçük makinelerle iş görülen yapım aracı
tezgâh
(Osmanlı Dönemi) dokuma âleti, iş masası; iş yeri
vargel tezgahı
Madenî parçaların üzerindeki kabalıkları almak için kullanılan makine
tezgahı
Favorites