tevazu'

listen to the pronunciation of tevazu'
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Alçak gönüllülük. Kibirsizlik. Mahviyet hâli. (Bak: Küfran-ı nimet)(Her adam için, hey'et-i içtimaiyede görmek ve görünmek için mertebe denilen bir penceresi vardır. O pencere kamet-i kıymetinden yüksek ise, tekebbür ile tetâvül edecek; eğer kamet-i kıymetinden aşağı ise, tevâzu' ile tekavvüs edecek ve eğilecek. Tâ, o seviyede görsün ve görünsün. İnsanda büyüklüğün mikyası, küçüklüktür; yani, tevâzudur. Küçüklüğün mizânı büyüklüktür; yani, tekebbürdür. M.)
TEVAZU'KÂR
(Osmanlı Dönemi) f. Tevazulu, alçak gönüll
tevazu
Alçak gönüllülük: "Tevazu üzerine geçen hafta yazdığım yazının bir çeşit devamıdır, bu haftaki yazı."- H. Taner
tevazu
(Osmanlı Dönemi) alçak gönüllülük, kibirsizlik, mahviyet
tevazu
Alçak gönüllülük
tevazu
Gösterişsizlik