Şeytanın herkes için şahsi bir yüzü vardır. Onu fark etmek zordur.
- Der Teufel trägt für jeden ein eigenes Gesicht. Es ist schwer, ihn zu erfassen.
En tehlikeli şeytan paradır.
- The most dangerous demon is money.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
- The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
- Tom believes that there are good and evil demons.
Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.
- The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons.
Speak of the devil and he is sure to appear.
- Wenn man vom Teufel spricht ...
Speak of the devil...
- Wenn man vom Teufel spricht ...
If men are wolves then women are devils.
- Wenn Männer Wölfe sind, sind Frauen Teufel.
In two weeks the Belgian football team, the Red Devils, plays in Brazil.
- Die belgische Fußballmannschaft, die Roten Teufel, spielen in zwei Wochen in Brasilien.