Dan was serving a life sentence in a maximum security facility.
- Dan maksimum güvenlikli bir tesiste ömür boyu hapis cezasını çekiyordu.
Dan ordered the security guards to close all the exit doors of the facility.
- Dan güvenlik görevlilerine tesisin tüm çıkış kapılarını kapatmalarını emretti.
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
Our company is planning to build a new chemical plant in Russia.
- Şirketimiz Rusya'da yeni bir kimya tesisi kurmayı planlıyor.
The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.
- Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta.
He works for a plumbing company.
- O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
Bush thinks that he has been sent by God to establish justice on Earth.
- Bush yeryüzünde adaleti tesis etmek Allah tarafından gönderildiğini düşünüyor.
Our town has excellent sports facilities.
- Bizim kasaba mükemmel spor tesislerine sahiptir.
The lack of modern post facilities caused trouble for many shippers.
- Modern sonrası tesislerin eksikliği birçok nakliyatçılar için sıkıntıya neden oldu.