ters ters

listen to the pronunciation of ters ters
Turkish - English

Definition of ters ters in Turkish English dictionary

ters
back

Your sweater is on backwards. - Kazağını ters giymişsin.

Say the alphabet backwards. - Alfabeyi tersten oku.

ters
unfavorable
ters
opposite

By mistake I boarded a train going in the opposite direction. - Yanlışlıkla ters yöne giden bir trene bindim.

This is the opposite of what I expected. - Bu, benim beklediğimin tersi.

ters
reverse

Seasons are reversed in the southern hemisphere. - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

The benefit of being intelligent is that you can pretend to be a fool, but the reverse is not possible. - Akıllı olmanın yararı bir aptalmış gibi davranabilirsin, ancak tersi mümkün değildir.

ters
adverse

The way to protect yourself and your family from being adversely affected by television is to be more selective of the programmes you watch. - Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır.

ters ters bakmak
to look daggers at (someone)
ters ters bakmak
look daggers at smb
ters ters bakmak
to look daggers at, to glare, to glower (at sb/sth)
ters
contrary

War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides. - Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.

Contrary to expectations, they won with ease. - Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı.

inanışa ters düşen
heretical
sözleri ters anlam kullanarak kuvvetlendirme
oxymoron
ters
amiss
ters
awry

Their plans have gone awry. - Onların planları ters gitti.

dikey ters çevir
(Bilgisayar) flip vertical
ters
on the cross
ters
droppings
ters
dung
ters
face down

Tom put the card face down on the table. - Tom kartı ters çevirerek masaya koydu.

ters
curt

Don't you think it's rude to give people such a curt reply like that? - İnsanlara böyle ters bir cevap vermenin kabalık olduğunu düşünüyor musun?

ters
back to front
ters
cross-grained
ters
excrement
ters
invers

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

ters
forbidding
ters
contra

Tom contradicts just about everything I say. - Tom yaklaşık olarak söylediğim her şeyin tersini söylüyor.

War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides. - Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.

ters
perverse

I just bet you were thinking something perverse just now. - Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.

ters
reversed

Seasons are reversed in the southern hemisphere. - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

ters
badtempered
ters
bad-tempered

The bad-tempered man snapped at his daughter. - Kötü huylu bir adam kızını tersledi.

ters
(Pisikoloji, Ruhbilim) invert
ters
disappointing
ters
the wrong way round
ters
tart
ters
(Denizbilim) revers

That's reversing the logical order of things. - Bu, şeylerin mantık sırasını ters çevirmedir.

Seasons are reversed in the southern hemisphere. - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

ters
bilious
ters
agin
ters
cross
ters
short
ters
ill-natured
ters
violent
ters
crusty
ters (taraf)
wrong
ters aksi
reverse
ters akım
(Gıda) counter current
ters akış
counterflow
ters ark
arc-back
ters bölü
(Bilgisayar) backslash
ters esiş
(Askeri) back
ters etki
counterproductive

That would be counterproductive. - O tamamen ters etkili olurdu.

ters etki
adverse effect
ters etki
(Politika, Siyaset) adversely effect
ters fay
(Jeoloji) thrust fault
ters faz
(Tıp) reversed phase
ters görüntü
(Bilgisayar) mirror image
ters güç
(Elektrik, Elektronik) inverse power
ters huy
ill-humor
ters huylu
disgruntled
ters iğne
(Teknik,Tekstil) purl
ters oran
inverse proportion
ters seçim
(Ticaret) adverse selection
ters sonuç
(Matematik) inverse
ters yöne
about
ters yüz
reverse
ters yüz
wrong side

He put on his sweater wrong side out. - O kazağını ters yüz giydi.

ters çevirmek
reverse

Translation is easier than reverse translation. - Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.

ters öğe
(Matematik) inverse element
ters üssü
(Bilgisayar) back prime
ters ışın
back beam
Ters ışık
(Fotoğrafçılık) Backlight, light that shines from behind an object
bıçağın keskin olmayan ters yanı
opposite side of the blade is not sharp
ters bakma
look opposite
ters düşme
reverse decline
ters lale
(Botanik, Bitkibilim) Crown imperial, Kaiser's crown, Fritillaria imperialis
ters orantı
Inverse ratio
ters yönde
in the opposite direction
ters yüz etme
to reverse
ters yüz etmek
to reverse
akışın ters yönünde
(Hukuk) upstream
dikine ters perdah rendesi
block plane
eşeke ters bindirmek
to expose to ridicule, make a laughingstock (of)
geleneklere ters kimse
heretic
kumaşın ters yüzü
fabric back
külahını ters giydirmek
1. to make (someone) regret something, teach (someone) a thing or two. 2. to be a real fox, be someone one must be wary of
madalyanın ters tarafı/yüzü
the unfavorable side of something, the other side of the coin
pabuçu ters giydirmek
to be a real fox, be someone one must be wary of
pabuçunu ters giydirmek
to cause (someone) to make tracks, make (someone) leave in a hurry
pervaneyi ters işletmek
back the oars
pervaneyi ters işletmek
backwater
saatin ters yönünde
counterclockwise (CCW)
son derece ters gelmek
be abhorrent to
taban tabana ters olma
antipodes
ters
bad tempered
ters
facedown
ters
backwards, in the opposite direction; in the wrong direction
ters
wrong, completely inappropriate (job, plan, idea)
ters
counter

Your idea runs counter to our policy. - Sizin fikriniz bizim politikamıza ters düşüyor.

That would be counterproductive. - O tamamen ters etkili olurdu.

ters
wrong or opposite (direction, road)
ters
grumpy
ters
inverted
ters
agley
ters
reverse or back (of something); opposite or other side, edge, or end: kumaşın tersi the other side of the fabric
ters
cranky
ters
converse
ters
awkward
ters
unfavourable [Brit.]
ters
churlish
ters
inverted; turned inside out
ters
backwards

Say the alphabet backwards. - Alfabeyi tersten oku.

The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards. - Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.

ters
blunt edge (of a cutting implement)
ters
backward

Your sweater is on backwards. - Kazağını ters giymişsin.

Maybe we're doing this all backwards. - Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.

ters
wrong

You were wrong after all. - Beklenenin tersine sen hatalıydın.

Tom got up on the wrong side of the bed and has been grouchy all day. - Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün suratsızdı.

ters
bad-tempered, peevish, cantankerous, ornery; cross-grained
ters
perverse, wrong-headed, contrary
ters
inversely

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

ters
opposing
ters
mis

If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes. - Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.

I put my gloves on inside out by mistake. - Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.

ters
(Matematik) opposite (angle)
ters
sub
ters
upside down

In Spanish they use upside down question marks. - İspanyolcada ters soru işareti kullanılır.

Don't put the books in the shelf upside down. - Kitapları rafa ters koyma!

ters
reverse; opposite, contrary; converse, inverse; wrong; inverted; surly, grumpy, moody, churlish, perverse, forbidding, curt; upside down, the wrong way round; back/reverse of sth; excrement, dung, droppings
ters
prov. feces, excrement; dung; turd
ters
sharply, brusquely, curtly, or crossly
ters
wrongly
ters
bloody-minded
ters
inside out; back to front; upside down
ters
inverse , reverse
ters
retro
ters
contradictory
ters
sharp, short, brusque, curt, or cross (answer, word)
ters
converse, inverse, or opposite (of something)
ters
inverse

The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass. - İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

ters
acrimonious
ters adam
(deyim) cross-patch
ters adım
reverse pitch
ters akım
return current
ters akım
inverse current
ters akım
reverse current
ters akıntı
countercurrent
ters akıntı
crosscurrent
ters akış
back flow, counterflow
ters anlamak
to misunderstand
ters anlamak
give a wrench to
ters anlamak
wrench
ters anlamak
take amiss
ters anlamak
misunderstand
ters anlamak
spell backward
ters anlamak
take a word in the wrong sense
ters anlamak
to misunderstand, misinterpret
ters anlamak
get it wrong
ters anlamak
wrest from meaning
ters anlamlı
ironic
ters anlamlı
ironical
ters apre
back finish
ters açı
opposite angle
ters bakmak
to look sourly or hostilely at (someone)
ters bakış
glower
ters bakışla korkutmak
browbeat
ters baskı
mirror printing
ters bağlantılı
back coupled
ters bağıntı
reciprocal relation
ters cevap
unkind answer
ters cevap
rebuff
ters cevap
counterblast
ters cevap vermek
to bite sb's nose off
ters cevap vermek
rebuff
ters damarlı
cross grained
ters diyot
backward diode
ters diş
(Otomotiv) left-hand thread
ters doğrultmaç
inverted rectifier
ters doğum
breech delivery
ters durum
adverse condition
ters döndürme
eversion
ters döndürmek
evert
ters dönme
turnabout
ters dönme
eversion
ters dönme
inversion
ters dönmek
overturn
ters dönmek
capsize
ters dönmek
turn upside down
ters dönmek
turn down
ters dönmek
turn
ters dönmüş
upturned
ters düşen
noncommital
ters düşen
inimical to
ters düşmek
be contrary
ters düşmek
be contradictory
ters düşmek
collide
ters düşmek
belie
ters düşmek
contradict

I hate to contradict you. - Seninle ters düşmekten nefret ediyorum.

ters düşmek
differ
ters düşmek
to run counter to, go against
ters düşmek
go against
ters erey
(Matematik) inverse limit
ters fay
reverse fault
ters fonksiyon
inverse function
ters geliyor
it goes against the grain for me
ters geliyor
it goes against the grain with me
ters gelmek
(for something) to seem wrong or completely inappropriate to (someone)
ters geribesleme
inverse feedback, degenerative feedback
ters gerilim
inverse voltage, reverse voltage
ters giriş
(hukuk) reversal
ters gitme
back fire
ters gitmek
go awry
ters gitmek
back fire
ters gitmek
to go wrong
ters gitmek
go wrong
ters gitmek
miscarry
ters gitmek
not to go well
ters gitmek
to go wrong, turn out badly
ters görüntü
inverted image
ters görüntü
reverse image , reverse video
ters hatve
reverse pitch
ters ilişki
anal sex
ters ilmikle örmek
seam
ters işlem
inverse operation
ters işler yapmak
to get the cart before the horse
ters işlev
inverse function
ters kanat
inverted limb
ters karbüratör
downdraft carburettor
ters kemer
inverted arch
Turkish - Turkish
Ters biçimde
TERS
(Osmanlı Dönemi) f. Korku
dış ters açı
İki paralel doğruyu kesen üçüncü bir doğrunun iki yanında, paralellerin dışında altlı üstlü oluşan dört açıdan her biri
ters açı
İki paralel doğruyu kesen üçüncü bir doğrunun iki yanında ve paralellerin içinde altlı üstlü ortaya çıkan dört açıdan her biri
ters
Kesici bir aletin kesmeyen yanı
ters
Kesici bir aletin kesmeyen yanı: "Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar."- M. Ş. Esendal
ters
Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz: "Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama."- H. C. Yalçın
ters
Bir şeyin içe gelen yanı,arkası
ters
Gerekli olan duruma karşıt (olarak)
ters
Gerekli olan duruma karşıt olarak: "Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu."- Ç. Altan
ters
Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
ters
Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert: "Ters adamın işi de ters gider."- M. Ş. Esendal
ters
Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
ters
Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz
ters
Hayvan pisliği
ters
Bir şeyin aksi, karşıtı
ters açı
Birinin kenarları öbürünün kenarlarının uzantısından oluşan açılardan her biri
ters evirme
Olumlu küllî veya olumsuz kısmî olan bir önermenın konusunun tersini yüklem ve yüklemin tersini konu yapma
ters pers
Düzelemeyecek kadar ters
ters türs
Gelişigüzel, rastgele
ters türs
Düzgün gitmeyen, iyi işlemeyen
ters yüz
Gerisin geriye
ters yüz
Bir süre kullanılmış olan giysilerin içini dışına çevirmek, anlamında kullanılan ters yüz etmek deyiminde geçer
English - Turkish

Definition of ters ters in English Turkish dictionary

TERS
(Askeri) taktik vaka raporlama sistemi (tactical event reporting system)
ters ters
Favorites