O, dehşetle haykırdı.
- She screamed with terror.
Dehşet veren bir şeydi.
- It was an object of terror.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
- It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism.
Korku nedeniyle neredeyse donakalmıştı.
- He was almost petrified with terror.