Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.
- 'Radioactivity' is a chemistry term.
Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.
- 'Radioactivity' is a chemical term.
İkinci dönem dün sona erdi.
- The second term came to an end yesterday.
Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.
- Tom served two terms in Congress.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Başkanın görev süresi dört yıldır.
- The president's term of office is four years.
Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
- I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
Güney terminali nerede?
- Where is the south terminal?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Onlarla aramız iyidir.
- We are on good terms with them.
Tom'la aranız iyi mi?
- Are you on good terms with Tom?
Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
- These technical terms are derived from Greek.
Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.
- Written in technical terms, this book is very difficult to understand.
Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.
- The union and the company have come to terms on a new contract.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Uzun vadede fayda sağlayabilecek alanlara yatırım yapılmamıştı.
- The money was not invested in areas where it could bring benefit over the long term.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.
... and not act in terms of short-term political interest. ...
... in terms of the sheer material cost is delivered to the ...