terki̇n

listen to the pronunciation of terki̇n
Turkish - English

Definition of terki̇n in Turkish English dictionary

terk
abandonment
terk
absence without leave
terk
desert

He deserted his family and went abroad. - Ailesini terk etti ve yurt dışına gitti.

The mall is deserted. - Alışveriş merkezi terkedildi.

terk
(Kanun) wilful desertion
terk
quit

I've decided to quit doing that. - Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.

He became quite vindictive after his wife left him. - O, karısı onu terk ettikten sonra oldukça kindar oldu.

terk
reneging
terk
waiver
terk
surrender
terkin
delete
terk
desertion
terk
relinquishment
terk
dereliction
terk
abandoning

Tom wants to forgive his father for abandoning him. - Tom, onu terkettiği için babasını affetmek istiyor.

I'm not abandoning them. - Onları terk etmiyorum.

terk
cession
terk
leaving, abandonment
terk
conveyance
terk
disuse
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Bozulma, bozma. Çizme, silme
(Hukuk) Resmi kütük ve defterlerde yazılı bulunan bir konunun(örneğin bir şerhin)çizilmesi;çizme;silme;silim
(Osmanlı Dönemi) Boyama, yazma
terkin
Yazılmış bir şeyi çizerek silme
terkin etmek
Yazılmış bir şeyi çizerek silmek
TERK
(Osmanlı Dönemi) Bırakma, salıverme, vazgeçme
TERK
(Hukuk) Bırakma;koyuverme;vazgeçme
TERK
(Osmanlı Dönemi) Boşama. Bakmama. İhmal etme
terk
Bırakma, ihmal etme
terk
Tarikat ehlinin başlığında bulunan kabarık dilimler
terk
Bırakma, ayrılma
terk
Vazgeçme
terk
Bakmama, ihmal etme
terki̇n
Favorites