Turkish - English
Definition of terki in Turkish English dictionary
- pillion
- croup (of a horse)
- the back part of a saddle
- terk
- abandonment
- terki dünya etmek
- to retire from the world, forsake the world and its concerns, seclude oneself from the world
- terki mümkün
- (Kanun) cessible
- terk
- absence without leave
- terk
- desert
Rats desert a sinking ship.
-Fareler batan gemiyi terkederler.
The mall is deserted.
-Alışveriş merkezi terkedildi.
- terk
- (Kanun) wilful desertion
- terk
- quit
He became quite vindictive after his wife left him.
-O, karısı onu terk ettikten sonra oldukça kindar oldu.
I've decided to quit doing that.
-Onu yapmayı terk etmeye karar verdim.
- terk
- reneging
- terk
- waiver
- terk
- surrender
- terk
- desertion
- terk
- relinquishment
- terk
- dereliction
- terk
- abandoning
I'm not abandoning them.
-Onları terk etmiyorum.
Tom wants to forgive his father for abandoning him.
-Tom, onu terkettiği için babasını affetmek istiyor.
- arazi terki
- (Kanun) cession of territory
- terk
- cession
- terk
- leaving, abandonment
- terk
- conveyance
- terk
- disuse
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of terki in Turkish Turkish dictionary
- Eyer'in arka bölümü
- Binek hayvanının sağrısı
- Eyerin arka bölümü
- Ata binenin arkasına oturmak
- Atın arka kısmı
- TERKİ'
- (Osmanlı Dönemi) (Rık'a. dan) Yamama. Yama yapma. Yama vurma
- TERK
- (Osmanlı Dönemi) Bırakma, salıverme, vazgeçme
- TERK
- (Hukuk) Bırakma;koyuverme;vazgeçme
- TERK
- (Osmanlı Dönemi) Boşama. Bakmama. İhmal etme
- terk
- Bırakma, ihmal etme
- terk
- Tarikat ehlinin başlığında bulunan kabarık dilimler
- terk
- Bırakma, ayrılma
- terk
- Vazgeçme
- terk
- Bakmama, ihmal etme
Related Terms
terki
Hyphenation
ter·kiResimler
History
Favorites