It is preferable that he gets there by tomorrow.
- Onun yarına kadar oraya varması tercih edilir.
Work is preferable to idleness.
- Çalışma avareliğe tercih edilir.
I don't prefer to wear red lipstick.
- Kırmızı ruj sürmeyi tercih etmem.
I prefer to not talk about it.
- Bunun hakkında konuşmayı tercih etmiyorum.
Of all the men that I dislike, my husband is certainly the one that I prefer.
- Hoşlanmadığım tüm erkeklerden, kocam kesinlikle tercih ettiğimdir.
Why do you think Tom prefers living in the country?
- Tom'un niçin kırsal alanda yaşamayı tercih ettiğini düşünüyorsun?
Many of my friends preferred to study German instead of Spanish.
- Arkadaşlarımın çoğu İspanyolca yerine Almanca öğrenmeyi tercih etti.
Tennis is my preferred sport.
- Tenis tercih ettiğim spordur.