I think peace is very much preferable to war, don't you?
- Bence barış savaşa daha çok tercih edilir, değil mi?
It is preferable that he gets there by tomorrow.
- Onun yarına kadar oraya varması tercih edilir.
I don't prefer to wear red lipstick.
- Kırmızı ruj sürmeyi tercih etmem.
I prefer to not talk about it.
- Bunun hakkında konuşmayı tercih etmiyorum.
May I ask which you prefer?
- Hangisini tercih ettiğini sorabilir miyim?
The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
- Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
He preferred studying at night.
- Gece çalışmayı tercih etti.
I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.
- Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.