tending to deceive; fraudulent; cheating

listen to the pronunciation of tending to deceive; fraudulent; cheating
English - Turkish

Definition of tending to deceive; fraudulent; cheating in English Turkish dictionary

abusive
ağzı bozuk

Tom çocuklarına karşı çok ağzı bozuktu. - Tom was very abusive towards his children.

abusive
{s} küfürlü

O küfürlü bir çocukluk atlattı. - She survived an abusive childhood.

Daha önce böyle küfürlü bir mektup almadım. - I had never received such an abusive letter before.

abusive
yolsuz
abusive
fesatçı abusively yolsuz olarak
abusive
bozuk

Tom çocuklarına karşı çok ağzı bozuktu. - Tom was very abusive towards his children.

abusive
{s} kötü (davranış)
abusive
{s} ağzı bozuk (argo)
abusive
kötü sözler söyleyen
abusive
ağzı pis
abusive
kötü sözlerle dolu
abusive
kötüleyici
abusive
ağzıbozuk
abusive
tacizci

Dan tacizci babası hakkında konuştu. - Dan talked about his abusive father.

abusive
{s} hor kullanan
abusive
{s} kötüye kullanan
abusive
{s} küfürbaz

Fadıl çok küfürbaz bir kişi haline geldi. - Fadil became a very abusive person.

Onun küfürbaz bir annesi vardı. - She had an abusive mother.

abusive
(sıfat) küfürlü, küfürbaz, ağzı bozuk (argo); taciz eden, kötüye kullanan, kötü davranan, hor kullanan
abusive
{s} kötü davranan
English - English
abusive