temper; natural disposition; inclination

listen to the pronunciation of temper; natural disposition; inclination
English - Turkish

Definition of temper; natural disposition; inclination in English Turkish dictionary

grain
{i} tanecik
grain
(Mühendislik) tane

Tek bir tane pirinci israf etmeyin! - Waste not a single grain of rice!

Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir. - Even a blind chicken can find a grain of corn.

grain
tahıl

Onlar birçok ülkeye tahıl ihracatı yapıyorlar. - They export grain to many countries.

Her yıl Kanada'dan tahıl ithal ederiz. - We import grain from Canada every year.

grain
greyn
grain
(Gıda) hububat tanesi
grain
(Tekstil) kumaş çizgisi
grain
zerrecik
grain
parça
grain
zerre

Onun hikayesinde bir zerre gerçek yok. - There is not a grain of truth in his story.

grain
tohum

Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler. - Farmers sow grain seeds in spring.

grain
mermer taklidi boyamak
grain
{f} damarlı yapmak
grain
{i} (arpa, buğday, mısır v.b.) tane: three grains of wheat üç buğday tanesi
grain
{i} (bir ağaç parçasının içindeki)
grain
(isim) tane, tahıl, tanecik, zerre, granül, damar, çizgi, damarlı yüzey
grain
ağaç damarlarını taklit edercesine boyamak
grain
{i} damarlı yüzey
grain
(Tıp) Eczacı tartısında 0.065 gram
grain
hububat,tohum
English - English
grain
temper; natural disposition; inclination
Favorites