temkinli

Turkish - English

Definition of temkinli in Turkish English dictionary

leery

sure-footed

imperturbable

slow and sure

sure footed

undemonstrative

unflappable

self-possessed, poised

self-possessed, poised, deliberate

chary

dignified

deliberate, (someone) who acts with deliberation

well-advised

waiting

gingerly

wary

I was right to be wary. - Temkinli olmakta haklıydım.

Still, many investors remained wary. - Yine de birçok yatırımcı temkinli kalmaya devam etti.

poised

sober

self-possessed

deliberate

abstinent

{s} even

well advised

grave

sedate

guarded

Related Terms

temkinli bir biçimde

self-possessedly

temkinli bir şekilde

poisedly

temkinli davranmak

walk on eggshells

temkinli davranmak

reef

temkinli olmak

(Konuşma Dili) be on the safe side

temkinli olmak

graveness

temkinli yaklaşmak

act with deliberation

temkin

{i} dignity

temkin

{i} equanimity

temkin

self possession

temkin

(Pisikoloji, Ruhbilim) localization

temkin

poise

temkin

self-possession, poise (which comes from acting with deliberation)

temkin

deliberateness, deliberation, slowness and care in decision or action

temkin

self-possession, equanimity

temkin

self-possession

temkin

sobriety

temkin

selfpossession

Turkish - Turkish

Definition of temkinli in Turkish Turkish dictionary

Davranışlarında ölçülü olan

Davranışlarında ölçülü olan: "Temkinli, ağır hareketler hoş görülüyor, daha tesir yapıyordu."- R. H. Karay

Related Terms

temkinli temkinli

Dikkat ederek, dikkatlice

TEMKİN

(Osmanlı Dönemi) Kararsızlıktan kurtulup huzur ve sükuna mazhar olmak

TEMKİN

(Osmanlı Dönemi) Vakar, izzet. İktidar, kudret

TEMKİN

(Osmanlı Dönemi) Tedbir, ihtiyat

TEMKİN

(Osmanlı Dönemi) Ölçülü hareket sâhibi

TEMKİN

(Osmanlı Dönemi) Birini bir şeye muktedir kılmak

TEMKİN

(Osmanlı Dönemi) Ağır başlılık, usluluk

temkin

Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma

temkin

Tedbirli davranma

Hyphenation

tem·kin·li