temin

listen to the pronunciation of temin
Turkish - English
procurement
delivery
recruitment
provision
assurance, making (someone) feel sure, confident, or certain; inspiring (someone) with confidence
assurance; getting, obtaining; achieving, realization
guaranteeing, promising
ensuring, making sure or certain
securing, achieving, bringing about
obtaining, getting, procuring
procurance
protestation
supply

Scientists will come up with new methods of increasing the world's food supply. - Bilim adamları dünyanın gıda teminini arttırmak için yeni yöntemler bulacaklar.

Japan depends on the Arab countries for its oil supply. - Japonya, petrol temini için Arap ülkeleri bağlıdır.

temin etmek
procure
temin etmek
provide
temin etmek
assure
temin etmek
obtain
temin etmek
cater for
temin edilebilir
(Ticaret) obtainable
temin etmek
insure
temin eden
deliverer
temin eden
assuring
temin eden
supplier
temin edici
assuring
temin edilmek
be achieved
temin edilmek
be provided
temin edilmiş
ensured
temin edilmiş
elicited
temin etme
(Kanun) procurement
temin etme
eliciting
temin etme
providing
temin etme
supply
temin etmek
kit out
temin etmek
lay on
temin etmek
accommodate
temin etmek
(deyim,Teknik) make certain
temin etmek
come by
temin etmek
elicit
temin etmek
have access to
temin etmek
(Ticaret) guaranty
temin etmek
deliver
temin etmek
get
temin etmek
(Kanun) secure
temin sağlama
supply
temin ederim
i assure you
temin etmek
Provide, procure
temin etmek
Assure, ensure
temin edeme
fail to maintain
temin edilemez
(Ticaret) unobtainable
temin edilen kum hacmi
(Askeri) volume of supplied sand
temin edilinceye kadar
(Askeri) pending availability
temin edilmiş muharebe desteği
(Askeri) common operational picture-combat support enabled - genel harekat resmi
temin etme
procuring
temin etmek
supply
temin etmek
(Hukuk) to supply, to provide, to ensure
temin etmek
1. to assure, make (someone) feel sure, confident, or certain, inspire (someone) with confidence. 2. to assure (someone) of (something). 3. to ensure, make (something) sure or certain. 4. to secure, achieve, bring about. 5. to obtain, get, procure
temin etmek
promise
temin etmek
provide with
temin etmek
make sure
temin etmek
warrant
temin etmek
cater
temin etmek
a) to assure, to ensure b) to provide, to procure
temin etmemek
not supply
temin etmemek
unprovide
temin etmemek
unfurnish
temin etmemek
not provide
temin sözleşmesi
(Ticaret) supply contract
tedarik temin süresi
(Askeri) acquisition lead time
tekrar sipariş ve temin
back order
kereste temin etmek
(Marangozluk) timber
temin et
kit out
temin et
{f} providing
temin et
elicit
temin etmek
fend for
temin etmek
safe guard
seni temin ederim
i assure you
sizi temin ederim
i assure you
nafakasını temin etmek
(for someone) to provide a living for
odun temin etme
wooding
sonra temin edilecek
(Askeri) to be supplied later
temin et
kitout
temin etmek
protest
temin etmek
win
yeterli derecede sermaye temin etmek
(Hukuk) provide sufficient funding
yeterli miktarda temin edilen
well-supplied
temin
Favorites