I am watching television.
- Televizyon izliyorum.
My little brother is watching television.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
Televisions with vacuum tubes are regarded as being behind the times.
- Tüplü televizyonlar modası geçmiş olarak görülüyor.
We still have an old tube television.
- Bizim hala eski tüplü televizyonumuz var.
Something is the matter with this TV set.
- Bu televizyon seti ile ilgili bir sorun var.
This TV set has a two year guarantee.
- Bu televizyonun iki yıllık bir garantisi var.
The television set needs to be fixed.
- Televizyon tamir edilmeli.
Your wallet is on the television set.
- Cüzdanın televizyonun üstünde.
I do not have a telly at home.
- Evde bir televizyonum yok.
I've already watched this film on the telly.
- Ben bu filmi daha önce televizyonda izledim.
He took the video to a local TV station.
- Bir yerel televizyon kanalı için video çekti.
Innovators think outside the box.
- Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
You shouldn't spend the whole day in front of the box!
- Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin.
I am watching television.
- Televizyon izliyorum.
I'm watching television.
- Televizyon izliyorum.
A couch potato is something that I don't want to be.
- Bir televizyon bağımlısı benim olmak istemediğim bir şey.
Don't let your children become couch potatoes.
- Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin.
After his graduation, he did his post-graduation studies at the Department of Cinema and Television Arts.