Please turn on the television.
- Lütfen televizyonu aç.
The television show was interrupted by a special news report.
- Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
We still have an old tube television.
- Bizim hala eski tüplü televizyonumuz var.
Televisions with vacuum tubes are regarded as being behind the times.
- Tüplü televizyonlar modası geçmiş olarak görülüyor.
The finale of The Sopranos, which aired in 2007, had 11.9 million Americans glued to their TV sets.
- 2007 yılında yayınlanan The Sopranos finali, 11,9 milyon Amerikalıyı televizyonlarına yapıştırılmıştı.
This TV set has a two year guarantee.
- Bu televizyonun iki yıllık bir garantisi var.
The television set needs to be fixed.
- Televizyon tamir edilmeli.
We have two television sets.
- İki televizyon setimiz var.
I've already watched this film on the telly.
- Ben bu filmi daha önce televizyonda izledim.
Let's turn off the telly.
- Televizyonu kapatalım.
He took the video to a local TV station.
- Bir yerel televizyon kanalı için video çekti.
You shouldn't spend the whole day in front of the box!
- Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin.
I saw the boxing match on television.
- Televizyonda boks maçı gördüm.
Don't be such a couch potato.
- Böyle bir televizyon bağımlısı olma.
After being ill for a long time, Jane turned into a couch potato.
- Uzun süre hasta olduktan sonra, Jane televizyon bağımlısı oldu.
The television show was interrupted by a special news report.
- Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
My little brother is watching television.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
After his graduation, he did his post-graduation studies at the Department of Cinema and Television Arts.