Please turn on the television.
- Lütfen televizyonu aç.
The television show was interrupted by a special news report.
- Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
Televisions with vacuum tubes are regarded as being behind the times.
- Tüplü televizyonlar modası geçmiş olarak görülüyor.
We still have an old tube television.
- Bizim hala eski tüplü televizyonumuz var.
There is no more room for a TV set.
- Bir televizyon seti için daha fazla yer yok.
This TV set is the best of all.
- Bu televizyon hepsinin en iyisidir.
The old television set went for 10 dollars.
- Eski televizyon seti 10 dolara satıldı.
Your wallet is on the television set.
- Cüzdanın televizyonun üstünde.
I've already watched this film on the telly.
- Ben bu filmi daha önce televizyonda izledim.
Let's turn off the telly.
- Televizyonu kapatalım.
He took the video to a local TV station.
- Bir yerel televizyon kanalı için video çekti.
I saw the boxing match on television.
- Televizyonda boks maçı gördüm.
You shouldn't spend the whole day in front of the box!
- Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin.
Don't be a couch potato.
- Televizyon bağımlısı olma.
Don't be such a couch potato.
- Böyle bir televizyon bağımlısı olma.
I'm watching television.
- Televizyon izliyorum.
My little brother is watching television.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
After his graduation, he did his post-graduation studies at the Department of Cinema and Television Arts.