Boston'a vardığında bize telgraf çek.
- Telegraph us when you get to Boston.
Telgraf ofisi nerede?
- Where's the telegraph office?
Boston'a vardığında bize telgraf çek.
- Telegraph us when you get to Boston.
Ailem derhal geri gelmem için bana telgraf çekti.
- My parents telegraphed me to come back at once.
Mary Tom'dan bir telgraf aldı.
- Mary received a telegraph from Tom.
Boston'a vardığında bize telgraf çek.
- Telegraph us when you get to Boston.
Her frown telegraphed her displeasure.