She called him on the phone.
- O, onu telefonla aradı.
Tom always seems to be on the phone with Mary.
- Tom her zaman Mary ile telefonla görüşüyor gibi görünüyor.
He sent me the message by telephone.
- Mesajı bana telefonla gönderdi.
He is a busy man, so you can only get in touch with him by telephone.
- O meşgul bir adam,onunla ancak telefonla iletişime geçebilirsin.
He asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Where is the nearest telephone?
- En yakın telefon nerede?
She wanted my permission to use the phone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Does she know your phone number?
- Telefon numaranı biliyor mu?
She won't call this evening.
- Bu akşam telefon etmez.
I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
- Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
It was Mike that telephoned the police.
- Polise telefon eden Mike idi.
Paul telephoned just now.
- Paul az önce telefon etti.