A stranger phoned me yesterday.
- Dün bir yabancı bana telefon etti.
You should've phoned me.
- Bana telefon etmeliydin.
Please phone me before you come.
- Sen gelmeden önce lütfen bana telefon et.
Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
- Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
I was leaving home when Tom telephoned me.
- Tom bana telefon ettiğinde evden ayrılıyordum.
She didn't telephone after all.
- Beklenenin tersine telefon etmedi.