telâfi edilmemiş

listen to the pronunciation of telâfi edilmemiş
Turkish - English
unredressed
{a} not redressed, or relieved
telafi et
compensate

In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates. - Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.

I worked hard to compensate for the loss. - Kaybı telafi etmek için çok çalıştım.

telafi et
atone
telafi et
atone for
telafi et
make compensations for
telafi et
recoup
telafi et
recover
telafi et
compensated

The government compensated the farmers for the damage to the crops. - Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.