tekrar!

listen to the pronunciation of tekrar!
Turkish - English
repetition

Repetition does not transform a lie into a truth. - Tekrarlama bir yalanı gerçeğe dönüştürmez.

Repetition plays a very important role in language learning. - Tekrarlama, dil öğrenmede çok önemli bir rol oynamaktadır.

again

And I will raise it again in three days. - Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.

Can I have the menu again, please? - Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?

once again

She came here once again. - O tekrar buraya geldi.

Could you please say that once again in French? - Lütfen onu Fransızca olarak bir kez daha tekrar söyler misiniz?

{i} repeat

His repeated delinquencies brought him to court. - Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.

If you flunk this exam, you'll have to repeat the course. - Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.

over

He read the article over and over again. - O makaleyi tekrar tekrar okudu.

Delegates voted over and over again. - Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.

over again

She explained it over again. - O, onu tekrar açıkladı.

He read the article over and over again. - O makaleyi tekrar tekrar okudu.

recap

Tom attempted to escape but was quickly recaptured by his kidnappers. - Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.

function buttons
from the first
litany
bis
replication
afresh
iteration
re-

Rules only change when a sufficient number of people violate them causing the rule makers to re-examine their original purpose. - Kurallar, yeterli sayıda insan kuralları ihlal ettiğinde değişir ve kural koyucuların orijinal amaçlarını tekrar incelemelerine neden olur.

He also didn't pass the re-exam. - Tekrarlanan sınavı da geçmedi.

all

Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all. - Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.

You're wasting your time with all this needless repetition so spare us the long-winded explanation. - Bütün bu gereksiz tekrarla zamanını boşa harcıyorsun bu yüzden bize uzun soluklu bir açıklama yap.

back

Let me call you back later, OK? - Seni daha sonra tekrar arayayım,tamam mı?

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

action replay
troll
rehearsal
tauto-
duplication
retrieve

Your attempt to retrieve your password was not successful. Please try again. - Şifrenizi geri alma girişiminiz başarılı değildir. Lütfen tekrar deneyin.

ana-
revision
{i} reiteration
back again
again, over, over again, once more
(ders) review
repetition; (televizyonda) action replay; again yine, gene, yeniden
all over

Tom had to listen to the whole story all over again. - Tom bütün hikayeyi tekrar baştan dinlemek zorunda kaldı.

This soundbite was repeated all over the news. - Bu konuşmanın en önemli kısmı bütün haberlerde tekrar edildi.

encore

The crowd cried out for an encore. - Kalabalık tekrar için bağırdı.

recapitulation
re
recurrence
repetition, repeat
anew
tauto
riff
replay

Replay the last 10 seconds. - Son 10 saniyeyi tekrar oynat.

an
rehash
reprise
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Bir daha, yine, yeniden
(Osmanlı Dönemi) (Kerr. den) Bir şeyi iki veya daha fazla yapma
(Osmanlı Dönemi) TERDAD
yine
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması
Bir daha, yine, yeniden, gene
Bir konuşma veya yazıda aynı düşünceyi, kelimeyi birçok defa söyleme
Bir daha, yine, yeniden, gene: "Kimi yaralandı geldi, tekrar gitti, kimi şehit oldu."- M. Ş. Esendal
Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı, tekrarlanması: "Gerçi hayat kitaba sığmayacak kadar geniştir, fakat tekrarlarla doludur."- A. Haşim