tek bir

listen to the pronunciation of tek bir
Turkish - English
single

There isn't a single cloud in the sky. - Gökyüzünde tek bir bulut yok.

I don't have a single enemy. - Benim tek bir düşmanım yok.

solitary
tek bir kelime etmemek
to clam up
tek bir konuyu inceleyen yazı
monograph
tek bir çerçeveye almak
(Hukuk) comprise within a single framework
tek bir ürün ticareti
one line business
bir tek
only

A unicycle has only one wheel. - Tek tekerlekli bir bisikletin sadece bir tekeri vardır.

Will I be the only one going to the party? - Bir tek ben mi partiye gideceğim?

bir hizmet sürecinin tümünün tek bir müessese tarafınca üstlenilmesi
(Hukuk) one stop shop
bir tek
nothing but
bir tek
solely
bir tek
solitarily
bir tek
nothing else
bir tek
one and only
bir tek olay için bulunmuş sözcük
nonce word
bir tek yön bilet lütfen
a one-way ticket please
tek kapılı bir araba kiralamak istiyorum
I'd like to rent a two door car
tek kişilik bir oda
single room

I'd like a single room. - Tek kişilik bir oda istiyorum.

I want a single room if possible. - Mümkünse tek kişilik bir oda istiyorum.

Turkish - Turkish

Definition of tek bir in Turkish Turkish dictionary

TEKBİR
(Osmanlı Dönemi) Allahü ekber" demek. Allah'ın her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek.Bu sırr-ı ittihad ile kâinat içinde bir zerre gibi zayıf, küçük bir mahluk olan şu insan, ubudiyetin azameti cihetiyle Hâlık-ı Arz ve Semavat'ın mahbub bir abdi ve arzın halifesi, sultanı ve hayvanatın reisi ve hilkat-i kâinatın neticesi ve gayesi oluyor.Evet eğer namazların arkasında, hususan bayram namazlarında bir anda "Allahuekber diyen yüzer milyon insanların sesleri, âlem-i gaybda ittihad ettikleri gibi âlem-i şehad
tekbir
Müslümanlıkta Tanrı'nın büyüklüğünü, yüceliğini anmak için söylenen ve Allahuekber sözü ile başlayan duanın adı
tekbir
(Osmanlı Dönemi) Allah en büyüktür" mânâsına gelen "Allahü Ekber kelimesini söyleme
tek bir
Favorites