Tom knows what's at stake.
- Tom neyin tehlikede olduğunu biliyor.
I'm aware of what is at stake here.
- Burada neyin tehlikede olduğunun farkındayım.
My career is on the line.
- Benim kariyerim tehlikede.
Her career is on the line.
- Onun kariyeri tehlikede.
Unless a nation's existence is in peril, war is murder.
- Bir ulusun hayatı tehlikede değilse, savaş cinayettir.
When they are in danger, they run away.
- Onlar tehlikede olduğunda, kaçarlar.
My life was in danger.
- Hayatım tehlikedeydi.